Cross Academy
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Yıl 2010.Akademide teknoloji hakim ve birçok E sınıfına benzer insanlar ortalıkta beliriyor.Onların nereden geldiğini bulmalıyız!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ~Toplantı~

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Rin Cross
Gardiyan & Gündüz Sınıfı Öğrencisi
Gardiyan & Gündüz Sınıfı Öğrencisi
Rin Cross


Mesaj Sayısı : 297
Nereden : Cross Academy
İş/Hobiler : Gardiyan
Lakap : Ririn,Len(çünkü lene çok benzer)

Öğrenci Sayfası
Irk/Statü: İnsan
Güç/Silah: Sesi ile neredeyse herşeyi yapabilir.
Karakter Adı: Rin Cross

~Toplantı~ Empty
MesajKonu: ~Toplantı~   ~Toplantı~ Icon_minitimePerş. Ocak 07, 2010 3:46 pm

Rin ve Len yavaşça girmişlerdi içeri.Sessizliklerini koruyorlardı bugün.Olaylar karşısında sadece susup düşünmek daha iyiydi onlar için.İçeri girer girmez masanın başına geçerek aynı anda konuşmaya başladılar.

"Sizlerin tamamını ilk defa burada topluyoruz.Olayları mutlaka yatakhane başkanlarından duymuşsunuzdur.Şimdi size soruyoruz.Ne yapabiliriz?Onları bu akademiden,hatta tüm dünyadan silmek için...Ancak her D sınıfını öldürelim demiyoruz.Aramızda iyilerde var.Lütfen bu seferlik dikkatli olalım ve bir karara varalım.Şimdi...Neler yapabiliriz?"

Aynı anda sözlerini bitirerek yan yana duran iki sandalyeye oturdular.Masmavi gözleri onlara doğru bakıyordu.Merak ediyorlardı onların cevabını.Ve biliyorlardı işe yarar bir cevap alacaklarını
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://crossacademy.vampire-legend.com
Shizuoka Chiyo
Gece Sınıfı Öğrencisi
Gece Sınıfı Öğrencisi
Shizuoka Chiyo


Mesaj Sayısı : 68

Öğrenci Sayfası
Irk/Statü: Vampiy/şafkan
Güç/Silah: ohoo hangi birini söyliyim?
Karakter Adı: Shizuoka Chiyo

~Toplantı~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Toplantı~   ~Toplantı~ Icon_minitimePerş. Ocak 07, 2010 7:41 pm

Lanet olsun... Sanki hiç birimizin başka derdi yokmuş gibi bir de şu elektronik çip manyağı karıştırıyor ortalığı. Bir şiir okumuştum geçen günlerde. Kim bilir ne anlatıyordu. Ama iki dizesi aklımda yer etti.
'Yüce dağ başında bir top kar idim
Yağmur yağdı, rüzgâr esti eridim.'
Şimdi bana ne alakası var diyen gözlerinizi diktiniz eminim. Ama ben bu dizelerdeki dağı dünyaya, karı da vampirlere benzetiyorum. Dağ karsız, dünya ise vampirsiz kalmaz bence şu an itibariyle. Neden böyle bakıyorum bu iki dizeye anlamadım. Sanki şair tüm bir ömrü iki dizeye sığdırmış. Bu dizelerden o kadar çok anlam çıkar ki sanki yüzlerce şiir var orada. Her neyse...

Sonuç itibariyle; vampirleri öldürmemiz hiç bir işe yaşamaz. Bu dünyada asla vampirler son bulmayacak. Ki buna rağmen manyağın teki gidip ölü insanları vampirleştiriyor. Onun bir korkak olduğu belli. Kendi başına bir şey yapamıyor, ve bunun yerine ölüleri kullanıyor. Ve kervanına yeni ölüler katarak sayısını artırıyor. Bazen merak ediyorum, bu çiplerin bir sonu var mı?

Ben çoktan masadaki rasgele yerimi almış elimdeki kalemi çevirmeye başlamıştım. Ve yanıma bir kutu ataş getirdim bu sefer. Bakalım rekorumu kırabilecek miyim? Stresli anlarımda ataşları yamultmak beni rahatlatıyor nedense. Şimdiden elim ataşlara kendi kendine gitmeye başlamıştı bile. Sonunda Ren ve Lin içeriye girmişlerdi. Ahh... Yine bir ağızdan konuşuyorlar. Bazı durumlarda bu gerçekten[ciddiyim!] sinir bozucu olabiliyor. Sanki tek tek konuşsalar anlamayacağız... Aman... Her neyse... Bırak şimdi bunları Chiyo,kızım. Burada tek sorun onların aynı anda konuşması değil!


"Sizlerin tamamını ilk defa burada topluyoruz.Olayları mutlaka yatakhane başkanlarından duymuşsunuzdur.Şimdi size soruyoruz.Ne yapabiliriz?Onları bu akademiden,hatta tüm dünyadan silmek için...Ancak her D sınıfını öldürelim demiyoruz.Aramızda iyilerde var.Lütfen bu seferlik dikkatli olalım ve bir karara varalım.Şimdi...Neler yapabiliriz?"

Ah gerçekten. İlk defa tüm safkanlar toplantıya katılıyor. Hem de bir acil durum toplantısına. Gözüm önümdeki ataşlara takılıyor. Şimdiden üç tanesini yamultmuşum bile. Farkına bile varmamıştım. Toplantının sonunda bunları çöpe atmak zor olacak gibi bir his var içimde.

Her neyse... Asıl konuya dönersek, cidden biz ne halt yiyeceğiz şimdi? Vampirleri öldüremeyiz, çünkü hangileri iyi hangileri çılgın bilmiyoruz. Gerçi E sınıfların neredeyse hepsi çıldırdı ama D sınıfı vampirlerden hâlâ umudumuzu kesmedik. En azından ben kesmedim. Diğer vampirleri bilemem de... Rin ve Len'in mavi gözlerini üstümde hissettikçe [gerçi sadece benim üstünde olmadığını biliyorum. Ama saçma bir his işte...] bir cevap verme zorunluluğu hissediyorum. Ancak cevabım ne kadar mantıklı ben bile emin değilim. Yani bulduğum bu çözüm, olayı çözer mi emin değilim... Bu konu üstünde yeteri kadar düşünecek zamanım olmamıştı. Çünkü nedense bu konu[son üç haftadır akademiden çıkmamama rağmen] en son bana söylenmişti. Ve... Bir sinir bozucu şey daha... Bugünlerde ne çok lanet okuyorum böyle yahu? Ama gerçekten hak ediyor... Lanet olsun şu çip manyağına... Gözlerimi masaya [daha doğrusu masanın üstündeki yamulmuş 13 ataşa] dikip konuşmaya başladım.

"E sınıfı vampirlerin neredeyse hepsinin çıldırdığını biliyoruz. Onları gözden çıkarmalıyız bir kere. Ancak D sınıfı vampirlerde hâlâ aklı başında olanlar var. Biraz daha kafa yormamız gerekiyor. Ancak dediğim gibi... E sınıfı vampirleri artık kurtaramayız."

Ah... Şu uzun sessizliklerden nefret ediyorum. Biliyorum fikrim çok canice, ben de sevmedim. Hatta bu fikri söylemeyi bırakın aklıma getirdiği için kendimden nefret edebilirim ama ne yazık ki gerçekler bunlar. Bir çıkar yolu bulmak için tekrar şu lanet ağzımı açmak zorundayım.

"Elimizde hiç elektronik çip, veya kontrol altına alınmış bir E sınıfı vampir var mı? Belki onlardan bir şeyler bulabiliriz."

Elektronik çiplerin çoktan incelendiğinden eminim... Tabii [eğer varsa] kontrol altına alınan vampirin de sorgulanması gerektiğini akıl etmişlerdir. Sadece... Ne bileyim... Ahh lanet olsun! Beynim durdu sanki. En gerektiği zamanda neden hep beni yarı yolda bırakır ki?! Nefret ediyorum metabolizmamdan. Ya yanlış zamanda doğru işi yapıyor ya da doğru zamanda yanlış işi... Çoktan 20 ataş yamultmuştum bile. Herkesin önü temizken benimki ataş[ki artık bunlara ataş demek çok zor] dolu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trafalgar Law
Gündüz Sınıfı Öğrencisi
Gündüz Sınıfı Öğrencisi
Trafalgar Law


Mesaj Sayısı : 39
Nereden : Kyoto/Japonya
Lakap : Shiroi Hanta/White Hunter/Beyaz Avcı

Öğrenci Sayfası
Irk/Statü: İnsan/Avcı
Güç/Silah: Duman Gücü / Nodachi
Karakter Adı: Trafalgar Law

~Toplantı~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Toplantı~   ~Toplantı~ Icon_minitimeCuma Ocak 08, 2010 5:14 pm

Aslında geç kalmak onun tarzı değildi ama bugünlerde biraz dalgındı. Belki de ilk kez okuldaki tüm A Sınıfı vampirler ve Avcılar bir araya toplanıyordu ve geç kalmıştı işte. Artık koşmanın bir faydası olmayacağı belli olduğu için tek çare dumana dönüşüp hem onca merdiven tırmanmaktan hem de yolunu uzatmaktan kurtulmaktı. Rin ve Len'in konuşmasına yetişmişti neyse ki ama birden bire orada belirmek yerine girdiği pencerenin olduğu karanlık köşede normale dönmeyi tercih etmişti. Sanki uzun süredir ordaymış da karanlıkta saklanıyorumuşçasına çıktı sadece adının Chiyo olduğu vampirin konuşmasını duyunca.

Kız adeta tam da Trafalgar'ın aklından geçenleri alıp özetlemiş gibiydi. E Sınıflarından kurtulup delirmemiş D Sınıflarını da güvenli bir bölgeye almak. Bu manyağın ne tür bir çip kullandığını bilemiyorlardı - ya da en azından ona bu bilgi ulaşmamıştı - ancak bu çiplerin içinde lanet olası birşeyler olduğuna emindi. Sonuçta sıradan insan ölülerini ayağa kaldırıp vampire dönüştüren, ayrıca onları kotrol etmeyi sağlayan bir alet için hiçbir açıklama gelmiyordu aklına. Bu işin arkasında ya bir korkak vardı, ya da gerçek amacını gösterene kadar kim olduğunu belli etmek istemeyen biri.

"Chiyo-san'a katılıyorum. E Sınıflarını gözden çıkarıp, delirmemiş D Sınıflarını da onlar da ESınıflarının kaderini paylaşmadan önce koruma altına almalıyız. Ayrıca bana kalırsa bu işin arkasındaki adam ya korkak, ya da gücünü gerçek amacına ulaşmayı deneyene kadar göstermek istemiyor."

Gölgelerin içinden adeta bir hayalet gibi belirmiş olabilirdi ya da çoktan beri onun varlığını fark etmiş olanlar da olabilirdi. Sonuçta artık herkes onu fark etmişti ve ister istemez birçok baş şuan ona dönmüştü. Aslına bakılırsa birkaç kişinin yüzünde de hafif şaşkın bir ifade vardı. Tabii ki nereden çıktığını anlayamayanlar olmuştu ama Rin ve Len'in hiç şaşırmadığını biliyordu. Ne de olsa o ikisi Trafalgar'ın gücünü bile çok az kişiden ikisiydiler. Şimdi ise Trafalgar omzundaki nodachisini köşeye bırakarak sırtını duvara yasladı. Herkesin oturmasına karşın o oturunca rahat edemeyeceği için bunu tercih ederdi. Yüzünde yine o sabit gülümsemeyle avcılara ve onların tam karşısındaki vampirlere bakıyordu. Birçok kişi onları zıt kutuplar olarak görse de Trafalgar'a kalsaydı birbirlerinden pek farkları yoktu. Hala ona bakan yüzlere biraz bilmiş gelebilecek kelimelerle son sözünü söyledi.

"Benim önerim şimdilik bu kadar. İtirazı olan ?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
~Toplantı~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cross Academy :: Şafak Binası :: Disiplin Kurulu-
Buraya geçin: